19 Ekim 2016 Çarşamba

Ben is hayatini cok abartmisim ( sanirim )

Freudyen anilara donup bakmak gerekir mi bilmiyorum ama 12 yillik is hayatim, 7 farkli is yeri tecrubemden sonra buna karar verdim.
Ben is hayati kavramini kendi gozumde cok abartmisim. 

Bir doktor, avukat soz konusu ise hayat baskadir, ya da NASA da uzay kesifleri yapiyorsan ama ya degilse...Sanirim benim algi karisikmis biraz.... cok uzun sure, kayda deger birsey yapacagiz sandim... muhim bisey...haftada min. 40 saatimizi verdigimiz, kafamizi patlattigimiz, sacimizi basimizi yoldugumuz ofis hayatimiz ve debelenmemiz dunya barisina olmasa da iyi birseylere vesile olacak sandim. kendimizden buyuk birseylerin parcasi olup pozitif seyler yaratacagiz sandim.

Sonraki etapta, bunun olmayacagini anladim... evet buyuk sistemin kucuk birer parcasiyiz hepimiz ama o kadar. etrafta birseyler zaten olup bitiyor, biz de global surunun bir bireyiyiz o kadar. Bu etapta, cok calisacagiz da sandim. cok calisip, cok kafa yoracagiz... bu surunun icinde kara koyun olabiliriz sandim! hani kuresel bi hayat ve kuresel bir calisma duzeni var ya, kelebek etkisi yaratabiliriz sandim... ben burda kuyuya bir tas atacagim, bu dunyanin baska bir yerinde
birseyleri degistirecek sandim.... sonunda don kisot gibi ruzgar gullerine karsi tek kaldim...

ve nihayetinde kararimi verdim, ekmek parasi icin, sosyal bir hayvan oldugumuz icin, gruplasip debelesiyoruz. hepsi bu! ya da ben cok ciddi FAIL ettim... kendi tecrube ettigim 12 sene boyunca 7 farkli is yerinde, ve yakin cevremdeki insanlarin tecrubelerini de goz onunde bulundurursak, 100lercemiz, binlerce iste basaramadik, tutunamadik.... yani, boyle gelmis boyle giderin bir parcasi olduk. Yaptiklarimizi tukettik, umutlarimizi harcadik, bozuk kaldik :)

peki... ne yapmali... sanirim hayati oldugu gibi is hayatini da cok ciddiye almamali,,, bosvermislik sendromu degil ama baagggzi seyleri oylece, oldugu gibi kabullenmeli, elinden gelenin en iyisini yapmaya calismali ama tatli canini uzmemeli... ekmek parasi icin olmayan, kendine yatirimlik, stres topu hobi mutluluklari edinmeli haaa bi de 65 yasinda emeklilik durumunu dusunmemeli, netekim o zaman bardak hic bi turlu dolu gorunmuyor :) 

2 Mart 2016 Çarşamba

35 yaşım


Annem 35 yasindayken ben 11 yasimdaydim. Yani, annemin benim su anki yasimdaki halini net hatirliyorum.
Evet, bunu farkettigim gun yaslandigimi anladim hatta hayat muhasebesine basladim
Bi adim otesine gectim, anneannemin, dedemin, annemin su andaki yasinda oldugu zamani hatirladigimi anladim
Annem yaaaa, anneydi hep o… dedem…. O hep kocaman dedeydi… ben hic sorgulamadim ki, cocuk aklimla
Onlar da insan demedim ki… buyuk-olgun-yetiskindi iste onlar….

Ve…annemin yaslandigini da anladim, ailesini ya da onlarin ilim, ifranini sorgulamak degil ama hayatin nasil da degistigini, bir onceki nesile kiyasla hayatlarimizin, degerlerimizin, kabiliyetlerimizin en basta teknolojinin gelismesiyle birlikte nasillll da cok gelistiginin hesabini tutmaya basladim...

Annemle trenin sigara icilmeyen kompartimaninda Ankaradan – Istanbula trenle 10 saatte gittigimiz gunleri hatirladim,Eskisehirde gece yarisi yumurta, kofte ekmekle trene binenleri hatirladim, ucakla Ankara-Istanbulun 45 dk oldugunu dusundum… sonra, karsiya kopruyle gecmenin 3 saati buldugunu… Kafam karisti….

Ben `teenager`ken modayi cok bi cok takip ederken, annemin ay bunlar bizim zamanimizda da modaydi dedigini hatirladim…Simdi moda olan ray-ban lara, Adidas stan-smith lere baktim, gobegi acik t-shirtlere baktim… annemi hatirladim
Evet, bizim zamanimizda da modaydi bunlar :O
Simdi modayi cok da umursamadigimi, herseyi takip etmeyi birak,moda olan seyleri cok da begenmedigimi, kendime yakistiramadigimi dusundum….. bi durdum!

Hicbirzaman teknolojinin oncusu olmadim ama yeni application larin popular olanlarini sadece ismen bildigimi dusundum, Ingilizceyi sarki sozleri cikararak ogrenen ben, gunumuzun muziginin bana gore olmadigini, halen eski arsivlerimi ya da daha yumusak olan yakin zaman sarkilarini dinledigimi dusundum…birak sarki sozlerini ezberlemeyi, yeni sarkicilari, sarkilarin adlarini bile bilmedigimi dusundum… bi daha bi durdum!

Ve sonra… Haftasonu kalabaliklar arasinda, sokakta 3 saat gecirdikten sonra belimin, basimin agridigini dusundum... Uzun zaman birsey yemezsem midemin bulandigini, bi oturup bi sakin yerde biseyler yemenin benim icin ihtiyac oldugunu dusundum

12 yildir bir fiil calsimakta oldugumu dusundum… hayatimin neredeyse 1/3 unu calisarak gecirmisim ben yaaa…

Bu yaziyi yazarken bile ilk bilgisayar kullandigim zamani hatirladim…. Inanabiliyor musunuz, ben ilk ve surekli bilgisayar kullanmaya universitede, okul zoruyla basladim… dial up ethernet i biliyorum…. Universite sinavi sonuclarini ogrenebilmek icin heyecanla kitlenen bilgisayarin onunde saatlerce bekleyen ekiptenim ben

Yuzumdeki cizgilere baktim…. Evet, cizgilerim var benim….
Sacimdaki beyazlara baktim… evet, artarak cogalan beyazlarim var benim…
Cabuk alinip, daha zor verilen kilolarim da benimle…

Sevgilimle daha uzun yillar birlikte olmak istiyorum diye dusundugum, hatta bu olmazsa diye endiselendigim anlarim var benim….


Bugune kadar 30larimi hep cok sevdim… bana hep farkindalik, olgunluk ve keyif verdi bu seneler… halen de seviyorum 30larimi ama, 35 muhasebesi mi desem adini koyamiyorum ama bir anda dank etti

hayat kisa…zaman ucup gidiyor!

Yarinlar, bana lutfen guzellikler getirin…. Tesekkurler, Amin

17 Mart 2015 Salı

Carpe Diem vs Uzun Vadeli Dusunme….


Anladim ki yapilan planlarin vadesi uzadikca bendeki stress katsayisi da artiyor.

CARPE DIEM iyi guzel…. Ben yaptim oldu diyosun….Ama,
ileriye yonelik planlar yapma dusuncesi ortaya cikinca bi an bi durma, durup da geriye bakma refleksi de otomatikman ortaya cikio…

Amsterdama gelirken… gidiyoruz iste, olursa olur olmazsa doneriz diyordum…
Simdi…. Simdi burada kalmak icin IYI bir sebebim var… (memleketimdeki kotu sebeplerden bahsetmiyorum bile)
Yap-boz yap-boz seklinde bu zamana kadar gelmek iyidi….
Gocebe atalarimdan miras kalan 3 senede bir yer degsitirmek silsilesi buraya kadar bana DUR gitme diyecek biri olmadigindan da olsa gerek, guzel islemisti… hersey icin tek basina karar vermek, kendi adina dusunmek hem zor hem de kolaydi…

Yas oldu +30, belki bunun da etkisi, belki ilk defa gercekten 2 kisilik dusunuyorum bunun etkisi var,
Dolayisiyla bir yerde kalmak, biriyle olmak, uzun vadeli plan yapmak IS-TI-YO-RUM ;)

E peki yap…. Seni kim tutuyor denmesi normak tabii bu noktada J
Ama… iste o is o kadar kolay degil….

Ben buyuyorum da ailem oldugu yerde mi sayiyor… hayir!
Kendi memleketinden baska bir yerde…. Anadilin olmayan lisanin konusuldugu bir yerde yabanci misin nihayetinde… evet!
Buyuklerini geride biraktin…. Coluk cocuk istemiyorsun…
Bugun hava gunluk guneslik ama yarin obur gun firtina cikarsa sap gibi kalir misin…. Bilemezsin!!

Tam da o noktada bir karar vermek gerekiyor… ya herru ve merru ama karar vermeden yol alinmiyor!

Bankaciyim diyorsun… firmalarin bilancolarini alip okuyorsun… dip notlarindan inceleyip resmini cikariyorsun

Net fayda, net zarar ne bunu biliyorsun… Gelir tablosuna bakip adam o kadar calismis ama tum yil ne yapmis onun muhasebesini tutuyorsun

O vakit, korkmayacaksin…. Kendi muhasebeni de kendin yapacaksin….
Yola cikarkenki hesaba donup…. Kafadaki vadeleri uzunun kisasi haline getirip….
Olmadigi noktada donerim…. Su anda bunu dusunerek yasanmaz diyeceksin!
Kendi optimizasyonunu…. Kendi projenin ic muhasebesini kendin yapacaksin…

Baska yolu yok…

KEEP CALM & CARRY ON 




8 Aralık 2014 Pazartesi

YAS 33 - 2014 SONU ITIBARI ILE BEN

Sevgili Gunluk….

Ne cok oldu seninle dertlesmeyeli… ne de cok sey oldu seninle dertlesmeyeli!

Ben, bizzat kendim IN A RELATIONSHIP title imi koruyorum J hatta giris bolumunu gecip gelismeye de geldik
Evet… 2 kisilik hayat da hic fena degilmis J ve evet zaman ne kadar da rolatifmis….
Baksaniza, 1 sene olmus… tam 1 senedir hersey tepetaklak olmus, ama ne de guzel olmus
Tek cocuk insani bendeniz ilk defa hayatimda yalniz olmadigimi hissediyorum
Annemin babamin haricinde…
Ilk defa 100% kaprisimi ceken, benimle sevinen, benim icin benden de cok endiselenen biri var…
Bi de komik
Bi de sempatik
Bi de hem benim kadar cocuk, hem de benden daha Olgun
Bi de inatci,
Bi de sicacikkkkkkkkkk J

Ama, ve, peki…. E ben memleketten uzaktayim, e ben buraya simdi is icin gelmistim
Simdi, isimde umutlu degilim… ama ozel hayatimda hic olmadigi kadar umutluyum…

Eski ben olsa depresyona 3 vardi simdi ayaktayim…. Simdi halen umudum var
Simdi o var

E peki…. Bu arada yas olmus 33,
Serde var tembellik….
Beklenti…. Beklenti oturdugun yerden 3-5 adim oteyi gormek…
Beklenti bi durulmak
Beklenti Early Reservation firsatlarini yakalayip yeni yeni baska yerler gormek
Beklenti cebinin, kendinin yerini bilmek… Belki de tekduze hayati olmak
Beklento dolce vita ile crème de la crème hizzasinda, italyan-fransiz karisimi
Biraz barok, biraz gotik ama en baskin da romantik bi tarz yakalayabilmek J

Ama ama o zaman naaapicam ben yaaa….
Cidden sanirim oncelikle sukredecegim… herkes gibi…
Yarina kaygilanmadan once bugune sukur etmek, kiymetini bilmek gerek…
Aska sevdaya kafadan son kullanim tarihi bicmemek, isi gucu parayi da cok takmamak gerek galiba 


Annem hep der…. Yokluk cok bellidir, varligin sonu yoktur diye,
Bir de…. Allah insani gordugunden geri birakmasin diye
Hah…. Iste aynen oyle…
Allah beni de gordugumden geri birakmasin

Iste bu J

12 Şubat 2014 Çarşamba

Biricik Jones'dan İkili Hayata – Bölüm: Yabancı Manita

Ailenizin muzmin bekari, 
sosyal medyanin daimi gezgini bendeniz… 
manitali hayata gecis yaptim! 

Walla da yaptim, billa da yaptim…
Ha ha haaaa.... Çatlasın dostlar! Benimde artık bir sevgilim var :P

Malum kisi Darcy familyasının bir uyesi midir henüz bilmiyorum ama hayatımın çok bilinmeyenli denklemi olduğu net! 

Nasıl anlatmalı, nereden başlamalı… 

  Ilişkiye Alışmak… 

Uzun sureli yalniz olan bendeniz icin iliskiye alisma sureci korku dolu ve uykusuz bir surec Ve 10.000 iliskim olmadigindan ve bu kirilmalara alismadigimdan midir bilmiyorum da, meger kayda deger bir adet iliskimde ne cok korku edinmisim ben yaaaaa...

Her adımda...İlişkiye baslarken öteki de böyle güzel başlamıştı, sonra ne olduğunu gördükk! Bu da oyle mi olacak demeler… Arkadaş çevrenden uzaklaşırken, sebepli/sebepsiz tartışılır ama korku duymak, Karşındakini tartmak… sürekli hata aramak….yol yakınken dönmeye çalışmak… Bulamayınca hem sevinmek – hem ürkmek – hem umutlanmak – hem korkmak… iste bunlar benim ilişkiye giriş süreçlerim...
 Bu kadar deil tabii ki :)

bir de…. 

 Karsindakini Tanimak… 

Bende hesap kitap taktik olmadığını yazmıştım daha önce… ama başka başka neler varmış :)

 Enteresan bişeymis bu yaaaaaa, yabancı damat olayı :) (Enteresan = Ezber Bozan)

 Megerse ne cok kodlamamiz varmis bizim… megerse ne cok sey bekliyormusuz biz… Nasıl sınıflandırıyormuşuz biz insanları… hangi okuldan mezun – annesi babası ne is yapıyor – nerelerde yemek yiyor – tatile nereye gidiyor gibi gibi gibi...

 Halen diyorum… Davul bile dengi dengine! Atalarım bu lafları boşuna dememiş ama, ama bi akışına bırakmak, bi karşındakine şans vermek, bi durup dinlemek lazımmış! Burada insanlar guzel yurdumdaki gibi gudumlenip at gibi 2 soru daha yap şu bölüme giriyorsun, 2 soru daha yap alim oluyorsun seklinde eğitilmedikleri ve yönlendirilmedikleri icin Doktorası – master I olmaması hatta universite mezunu olmamalarına rağmen insanlar sizden daha az bilgili – görgülü olmuyorlar Ya da araba kullanmak yerine bisiklete binmeyi tercih etmeleri cimrilikten ya da kas kütlesi haline gelmeye çaliştiklarından değil ya da pahalı arabaları olması gösteriş amacliı deil 

 Veya…

 Kültür Farkı… 

 Genellemeler ne fenaymis yaaaa… insanlari sınıflanırıken Amsterdamki 1 senemde bile ne çok önyargı geliştirmişim… 

Hollandalılar: Kabadır, cimridir, hijyen anlayışları kıttır gibi gibi Ama ne göreyim, hepsi öyle olmadıkları gibi… 
Esas malzeme bendeymiş meğer :S Karşinda ete kemiğe bürünmüş şekilde seni görse, iletişim kursa da … onun da kafasında çocukluğundan beri süregelen ` Türk` kavramı onu yalnız bırakmıyormuş. Sigara ve alkol kullanmani bile kabul etmesi, buna inanmasi bir surecmis! Birlikteligini ogrenen Turk buyuklerinin gelip kendisini vuracagindan korkmasi normalmis :S Senin bayildigin yemekleri yiyip – yiyememesi olasiymis. Aile buyukleriyle oynadigin 3 maymunculuk anlasilamazmis :)

 Yinede…

 Olamaz mi olabilir…. 

 Bu kadar farklılık nasil aşılabiliyormuş… karsindakini salt gordugun insan olarak degerlendirmekle Kelebekleri serbest birakmakla, ucusturmakla :) Korkmaya devam etsen bile bunun sana engel olmasina izin vermemekle Kısa planlamayla , basit düşünmeyle… 

 Peki… 

 Nasil oldu…

Bir filmde diyordu… Erkekler görüşmek isterlerse ararlar, kadınlar gibi telefonlarına çıkmıyorsa senden hoşlanıp taktik yapıyor olması olası değildir diye! Aynen oyleymis… ya da karsindaki adama ona kiymet verdigini gosterdiginde senden buzzzz gibi sogumayabiliyormus ( teslimiyet degil yalniz :P) Onemli olan kendini olmadigin biri gibi gosterip kendi pazarlamani yapmak degil, oldugun halinle seni Kabul eden Hatta senden daha deli olabilecek birini bulabilmekmiş… 

böyle biri olabiliyormuş meğer… umudu kesmemekteymiş keramet 

 2 sene once yazdigim Mukemmel erkek tanimimi okudum da… Teşekkürler Eros diyorum! 
http://biricik-jones.blogspot.nl/2012/02/kimdir-mukemmel-erkek.html

Son soz: halen cicim aylarini geciren bendeniz… korkarak yazdigim bu satirlari insallah ama insallah yirtip atma, bela okuma hissiyatina gecis yapmam!

13 Kasım 2013 Çarşamba

AMSTERDAM`dan kusbakisi TURKIYE

Daha once yazdigim uzere, yaklasik 1 senedir sehr-I Amsterdamda ikamet etmekteyim. 30undan sonra EXPAT olmak, hele ki memleketimde bu kadar sozlu-fiziksel duellolarin yasandigi bir senede… cok enteresan. 

Bu sene mesela Turk Turistlerin en cok ziyaret ettigi yermis Amsterdam… Ama zıyaret edilen yer 90% benım Amsterdamım degil sanırım çünkü dunyada uyusturucu ve Seks Merkezi olarak taninan bu sehir, bu memleket inanin icerisinde yasayanlar icin baska bir yer… Dedigim gibi, yazinin kapsami cercevesinde Amsterdamdaki basit, gunluk hayatimi yazacagim Gerisi size kalmis 



PARA PARA PARA 

Hani `Alman Usulu` diye bi tabir vardir ya bizde, o esasen bir yazim/algi hatasindan kaynakliymis. Esasi Deutsch deil Dutch yani! Kissadan hisse! Hollandalilar cimriiiii… Nasil cimri… insanlar fuzuli, gosterissel para harcamiyor burada!!!! Bir urunu ederinden fazlaya satamazsiniz! Almazlarrrrr…. 

a- Kilik kiyafette marka cilginligi goremezsiniz, hatta old fashioned bu adamlar. 
b- Burada degil kredi kartina taksit, kredi kartli alisveris bile yok denebilecek kadar az 
c- Bi pub da EUR.2,5 a ictiginiz birayi LUX bi restaurant da tabii ki daha pahaliya iciyorsunuz ama x10 fiyatina asla! 
d- keza yemekde de oyle; kendi mutfaklari yok adamlarin, dunyayi yiyorsunuz burda… ama kaliteli ve uygun 

*** Neye para veriyorlar…gezmeye… tatile… 5 yildizli otellerde kalmacasina deil, dunyayi gormecesine tatile… 

EGLENCE 

Amsterdamlilar, Amsterdam halki, sanilanin aksine sabahlara kadar dans-dans-dans yapmiyorlar. Sehirde unlu DJ ler ve klupler var ama gunluk hayatinda Amsterdamli mahallesindaku PUB ina gider, ickisini icer-muzigini dinler, 03:00 dedin mi evine doner :) missss… Ve cok enteresan, icip icip sapitma yok burda! sarhos olurken bile edepleriyle sarhos oluyorlar… Daha da entersan, gece gec saatte, alkol oraninin pik yaptigi bi yerde dahi olsaniz ve yaniniza biri gelse, merhaba dese.. ilgilenmediginizi belli ederseniz adam gidiyor Sebepsiz ve sonucsuz israr yok burda!! 
Hani coffee shop lari ve red light I ile meshur ya bu sehir… o sehrin her yerinde olan coffee shoplarda icki satilmiyor bu arada, ikisi ayni anda olmuyor yani :)  Ama… tum gun dolu olan bu mekanlarda bi taskinlik bi daimi sapitma hali yok, ki o kadar turistin de geldigi mekanlar bunlar… yaaaa tabii ki 0% degildir bu oran Ama genel intiba budur! 
Red light da, 20 sene oncekinden bile cok farkliymis, oyle anlatiyor buralilar… kuculmus, eskiden geceleri yakinindan gecilemeyen bu yer, Simdi gayet guvenli… Zaten havaalanina yakin, bir eglence koyu yapiliyor ama sehrin ortasindaki boyle bir konsept uzantilari sokaga yayilmadan yasaniyor! 
Burada sokak konserleri, festivaller meshur… Ozellikle havalarin goreceli olarak guzel oldugu (yagmursuz-gunesli) yaz aylarinda nerdeyse her haftasonu bir event var Amsterdam sokaklarinda… Parasiz bu konserler, etkinlikler… cogunda icki ve yemek satisi da yapiliyor meydanlarda… tamam Istanbul gibi 15 milyonluk bir sehir deil burasi ama Sehir de o kadar buyuk degil neticesinde, yani… her iki faktoru de es miktarda kuculttugumuzu dusunursek, o dopdolu meydanlarda, o kadar icki-muzik-eglence arasinda Olmuyor, kadina taciz de olmuyor, erkek kavgasi da olmuyor! 
Bu sene mesela UEFA Kupasi Finali burada oldu. Bu ve bunun gibi birsuru dunya starinin konserleri, Dunyanin en buyuk dance-parti organizasyonlarindan olan White Sensation da… Bu organizasyonlarin hepsi, sehrin spor klubu olan AJAX in Arena Stadinda yapiliyor. Ve anlasilabilecegi uzere bu organizasyonlarda birakin tribunleri, saha bile doluyor. Buraya kadar tamam; AMA - Arenaya ulasim metroyla saglanmasina ragmen bir kavga dovus ya da metroda izdiham olmuyor. Tabii ki de normalden cok daha kalabalik, gurultulu… ama o kadar. 
VE - Amsterdamda stadyumlarda, maclarda – konserlerde alkol satisina izin veriliyor. Butun bu organiasyonlarda Hem stadda hem stadin disinda insanlar ickilerini iciyorlar yani… ama, amasi yok walla… Bu stada bu kadar insan nasil girecek diyorsunuz, 2 saat once gideyim, siraya gireyim de diyorsunuz ama gerek yok! Haaa… stadin orda gidelim, oturup biseyler yiyip icelim derseniz o ayri… Cafeler, dukkanlar var ve derbiler sonrasinda Dahi camlar, kapilar inmiyor. Masalar toplanmiyor… 

YASAM TARZI OLARAK SPOR 

Cografik ozelliklerinin avantaji yadsinamaz tabii ki ama… Bisiklete binmek spor deil burada… o insanin bi organi gibi… cit kirildim deil bunlar… 2 adimlik yere taksiyle gitme gerekmedigi surece bir adim fazla atmayayim aman haaa… kafasi yooook! Spor salonu isterseniz her mahallede var… makul fiyatli ama Temiz, ama yeterli sayida aletin oldugu… Kimse makyajli gelmiyor spora ;) ya da kismet bulmak icin spor salononu gitmiyor. Tek sebep spor yapmak Yas skalasi da bayaaa genis. Amcalar-Teyzelerde geliyorlar… hava cok kotu degilse ( ki kotu olsa bile) acik havada da kosuyorlar. Neden? G.t kadar sehirde bir suru parklari var cunku!!! Bu arada parklarda cimenlere oturmak yasak fln deil tabii ki… hatta, belirli alanlarda barbeku bile yapiliyor… ama niyeyse, kimse o alanlarin disina tasmiyor 

IS`te 

Burada da insanlar mesai yapabiliyorlar ama hergun 9larda cikan bir kitle…. Iiighhh, pek sanmiyorum Hele hele, mesai ile patronun gozunu boyamak vs, yok boyle bi dunya 25 isgunu olan izin gunlerini ve yazin ortalama 3 hafta yaptiklari blok yaz tatillerini soylememe gerek yok sanirim :)  Haaa… Cok insanin hayali, Haftada 4 gun calisma da var bu ulkede :)  tabii ki maas calisma saatine gore ama Cok insan var haftada 4 calisan... Is basligi altinda soyleyebilecegim baska bisey de, Supermarket haric tum magazalar , dukkanlar saat 18:00 de kapaniyor burada Amsterdamda dukkanlar Pazar gunleri acik ama bu bile son 5 senenin gelismesi ve diger sehirlerde boyle bir uygulama da yok. Haftada bir gun, persembe, alisveris gunu… Saat 21:00 e kadar acik dukkanlar, o kadar! Restaurantlarda da, sirf aksam yemegi veren ve aksam 18:00 de acilan bircok mekan var… 

AILE AGACI 

Aile hayati olarak bize ters seyler yapiyorlar walla ;) cocuklar 18 yasina geldiklerinde hoop, hepsi kendi evlerine.. kiz-erkek hepsiii! Dolayisiyla okurken calismak var burada! Supermarkette kasada gordugunuz, bardaki barmen yani orada uzay muhendisi olana kadar aradaki vaktini degerlendiriyor, ekmek parasi kazaniyor olabilir! Ve tabiii…40 yasina gelmis Annem-Annem Canim Annem diyen adamlar buradan deil yani!!!! Burada aile olmak icin evlenmeye gerek yok… Yine tum dunyada bilindigi uzere Gayler icin de ozgurlukler ulkesi burasi… Erkek-Erkege ve Kadin Kadina da evlenilebiliyor Ama ben evlenmek istemiyorum derseniz, yasal partner olarak da kendinizi kayit ettirebiliyorsunuz. Haaaa… Aile olmaya giden ilk adimda, burada oyle 300-500 kisilik, 1 senelik masala, kredi cekilerek yapilan dugun organizasyonlari olmadigini da soylemekte fayda var sanirim :) Ya da ceyiz duzmek icin cepte olmayan paralarin harcanmasi! Yine aile olmanin bir parcasi olan Ev alma kisminda da system Mortgage uzerinden yuruyor… Eskiden hic pesinat verilmiyormus, simdi degisen ekonomik konjoktur ile 10-20% gibi bir pesinat veriliyor ve sonrasinda 30 senelik taksitlendirmeler yapiliyor. 

SOSYAL HIZMETLER 

Buradaki saglik sistemi hakkinda cok tarafsiz bir yorum yapamayacagim sanirim, sadece burada bahsetmek istedigim kisimlari 

a) Bizde olusturulmaya calisilan EV Doktoru kavrami var burda. Pattt hastaneye gidemiyorsunuz. Doktorunuz cok luzumlu gorurse size sevk ediyor. 
b) Ev doktorunuz size ilac yazarsa, ki yazilan ilac, ciddi birseyiniz yoksa Paracetemol… ANtibiyotik yazarsa bilin ki kotu durumdasiniz cidden :) Yine kayitli oldugunuz eczaneye gidip aliyorsunuz ilacinizi… 
c) Hamileliginizde yine bir sikintiniz yoksa Kadin Dogum Uzmanini gormuyorsunuz… Ebeler var, Hamileliginizde de kontrollerinizi yapan, dogumunuzu da evinizde yaptiran, Dogumdan sonra da 1 hafta evinizde sizinle kalip bebekli hayatin A-B-C sini size anlatan, yardimci olan… Isterseniz hastanede de dogurabiliyorsunuz ama yine Ebe ile… Sezeryan istiyor benim canim diye bir dunya yok burda!!! 

DEVLET YONETIMI

Hollanda, devlet yapısı Monarşiyi (Krallık) öngörmesine karşılık, ‘Parlamenter Demokrasi’ ile yönetilen bir ülke. Yasama – Yurutme – yargi birbirinden ayrı güçler halinde. Ve bildiin secimle gelen bir Parlamento var… Ama basta Kralim sen cok yasa!!! Bizdeki Cumhurbaskani mertebesinde ama hani cidden Dukkan Benim mantigi var!!! ve o nasil bir konformussss…. Gercekten, tum siyasi yapinin otesinde, burasi benim coplugum deyip tamamiyle memleketin hayrina calisan bir mertebe!!! Bu arada, burada gecen suremde Kralicenin Kralicelikten istifa edip yerini ogluna biraktigini da ayrica not etmek istiyorum. Sagligi fln da yerinde Beatrix in haaa… yanlis anlama olmasin! Sasirtici degil mi… Yol-SU-elektrik gibi hizmetler… Amsterdamda isler enteresan, zaten 3 gun gunes gordukleri icin ve o 3 gunu de calisanlarin cogu tatilde gecirdigi icin yazin bu sehirde/memlekette bisey olmuo :S Oyle yenileme calismasi vs yok yani... Hersey sonbaharda baslio… Ama, mesela burada, su tarihte baslayacak-su tarihte bitecek diye aciklanan bi proje gercekten, tam manasiyla 100% performe eder sekilde o vadede tamamlaniyor. Hala postacilik sisteminin aktif olarak kullanildigi bir memleket ayrica burasi :) postNL bisikletleriyle gelip postanizi dagitiyorlar… Evde birsey bozuldu ve tamirci mi cagirmaniz gerekiyor!?! Tamam bacim aksama sendeyim yok, 15 gun-20 gun herneyse… o zaman geliyor, ne verirsen ver de yok! Gayet guzel bir ucret karsiligi gelip isini yapiyor…. Haaa, o yuzden burada herkesin evinde bir techizat cantasi var, herkesin elinden is geliyor. Evden tasinacaklari vakit, parkeleri bile sokup goturuyorlar :) Badana boya, zaaaten kendin yapican… 

OKULLAR 

Cocogumu XYZ kolejine gonderecegim de yok burda… OSS-Anadolu lisesi maratonnu ya da simdi ulkemdeki adi her ne ise, ondan da yok burda :)  En pahali, daha dogrusu tek para verilen sey kres burada… onda da ucretlendirme ailenizin gelirine gore yapiliyor! Sonra, sonrasinda ver elin devlet okulunu

İşte böyleeee.... Eyvallah da, kusbakışı Türkiyesi nerde bunun diye soranlardan cümlelerin gizli öznelerini bulmalarını rica ediyorum!


31 Ekim 2013 Perşembe

2013 Model Bridget Jones – Mad About The Boy

Adi Biricik Jones`un Blogu olan bir mecraa da taze cikmis olan Mad About a Boy kitabi uzerine biseyler yazmamak olmaz! Tabii ki Spoiler maksatli degiiiil! Yaklasik 10 senedir gormediginiz, cok sevdiginiz bir arkadasinizi yeniden gormus hissiyle yazilan satirlar… 

 Uzun lafin kisasi, Hosgeldin Bridget... Buyrunuz Special B Edition ile Mad About The Boy

Onyargi: Oncelikle 50 lik ve 2 cocuk annesi dul bir Bridget olacagini ogrendigim anda hevesim kirildi. Beklentileri bayaa bi dusurerek aldim kitabi yani ama hata! Yine bir solukta okudum… ( kı yazıya bıle dokmustum onyargımı http://biricik-jones.blogspot.nl/2013/10/bridget-jones-3-yas-almak-ve-30lar.html )

 Okurken: Cok ozlemisim ben Bridget i… Filmleri de oldugu icin, ozellikle bazi cumlelerde, durumlarda Rene Zellweger I duydum, gordum resmen :) 

  Marc Darcy Faktoru: Kitabi okumadan once bi arkadasimla konusurken, Marc Darcy tabii ki olmayacak, adam Kral I oynadi yaaa ( King`s Speech) Marc olacak hali yok dedi, hakli!!! Yazarin bir roportajini okudum… Evli – Mutlu –Cocuklu biri olsa, o zaman Bridget olmaz ki demis! Dogruuuuu ;)

Empati: Ilk iki kitapta 20lerimin basindaydim ve Bridget 30 larindaydi, kendim 30 larima geldigimde hala o Bridget I goruyordum… espriler sakalar yapiyorduk Ama o kadar... Simdi, 32lik Biricik - 50lik Bridget I okuyunca bi korktu walla… Olayin drama kismindan, cok sevdigini kaybetmekten 2 cocukla kalmaktan deil O yasta bile bu kadar hesapsiz kitapsiz ve acemi kalmaktan… yasadigi yalnizlik hissinden… kisisel basarisizliklarindan… kilo verememekten :O panikten… 

Ogrendiklerim: - Flortun kurallarini derlemis Jonesey, hap niyetine… Ansiklopedik bilgi resmen! 
                           2 TANESINI LISTELEMEM SART, Gerisini okuyalim gorelim :)
- 1 numarali Kural!!! Sarhosken manitaya ( adaya) mesaj atma, sosyal medyaya bulasma 
- Pop sarkilarinin sozlerinin sarhosken davranislarina yon vermesine izin verme 

Bitirince: - Bi insan 7sinde neyse 70inde de o yaaaa…. Kabul et, rahatla :)
                 - Insanin 50 yasinda bile ogrenecegi seyler var. 
                 - Okudugun kitaplari, yaptigin planlari at cope! Konu ask oldugu zaman hersey yalan 
                  - Yanlis yapilmadan dogru bulunmuyor, pismanlik duyma :) :) 

Not: Kitap 480 sayfa ama Gunluk formati tabii ki… 1 gunde bitirecektim ama birazcik daha sursun diye 2. Gune 50 sayfa biraktim :) Gun tabaginda pastayi en sona birakmak gibi :) iddia ediyorum, sizin de max 2 gununuzu alacak… Filmi beklemeyin kitabi okuyun diyor noktayi koyuyorum. 

 son son son: Filmin sarkilarini da simdiden merak ediyorummm