28 Şubat 2012 Salı

FLÖRT(ÖZ)...

Flörtöz bi karakter değilim… hemde hiiiç! Hatta şu flört aşamasına kıl oluyorum bile denebilir
Karşındakini zaten iyi tanımıyorsun…Neyi neden yapar bilmiyorsun
Haydaaa…. Buluştunuz, gayet güzel vakit geçirdiniz! Sonra… sonra adamdan üç gün ses yok

Bir sürü olasılık var

A-     Adam hiç oralı olmadı
B-      Adam in işi başından aşkın – projelere gömülmüş, toplantı varmış, rapor hazırlıyormuş…
C-      Adam hiç bu tarz bi adam değilmiş, ölse de bitse de aramazmış
D-     Adam hasta olmuş, yatak döşek yatıyormuş
E-      Hiçbiri… Vs, vs, vs….

Evet işte sonsuz olasılık var ama o belirsizlik içinde bekleme durumu adamlara naapıyor bilmiyorum
ama beni DE-LIR-TI-YoooooR J Nitekim sabırsız bi kimliğe sahibim! Kadın kafası ve erkek kafasının
birbirlerinden 180 derece farklı olmaları da cabası!!!

Hadi manitayla bu tip bi durum olsa o 3 gününsonunda ALO dediği anda anlarsın mevzuu yu… ama diyorum ya… Bu yeni adamla zattten YENİ olduğu için flörtleşiyorsun… Kavun diil ki koklayıp alasın J İşin kötü tarafı adam sana 3 günün sonunda velev ki döndü… sana anattıkları ne kadar doğru bilmiyorsun… Haaaa, o da şansına sana birşey anlatırsa tabii….Hiç bir görünen mevzuu olmadığı için kimse kimseye birşey anlatmak durumunda değil ve kadın kısmı olarak, buluttan nem kapan… offfff, baskı kurma mottosuyla yaşayan adamlara, Eeee…. naaaptın bu 3 gün desen, adam nasıl tepki verecek onu da bilmiyorsun

Meraktan öl, geber… Karşısı tınnnn…. E işte bi de, dediğim gibi karşıdaki malum erkek kısmısı….
Sen bu ayrıntılarınm içinde boğulurken, kafada tilkiler birbirini kovalarken…Bir daha buluşabilecek miyiz
acaba, acaba  hakkımda ne düşünüyor, acaba beni beğendi mi? Beğenmediyse nedeeeeennnnn???
soruları birbiri ardına domino taşları gibi devrilirken karşıdaki bu düşüncelerin yanından  bile geçmiyor.
Yanından geçmemenin haricinde, bi şekil öğrense bu düşündüklerini… senin dünyanın en psikopat
kadını olduğunu düşünme olasılığı oldukça yüksek J

Haaaa…. bir sure sonra zaten olayın rengi belli oluyor ister istemez ama öööyyyle ilk görüşte AŞK
mevzuu bahis değil ise; bekle Allah bekle ki su kaynasın J

Flörtün de kendi içinde fazları var tabii ki. Bu yukarıda anlatılan Giriş kısmını başarıyla sonuçlandırabilirseniz 1 can hakkı elde ediyorsunuz ve oyunda havaii fişekler patlıyor başarınız için J tabii ki hayır J J
Ama ondan sonrası işte vıcık vıcıklık seviyesine gelmediği ve her iki kişinin de birbirine azami ehemmiyeti
gösterdikleri… Kokuların sürülüp, topukluların giyildiği… O nun sevdiği şeylere daha bi tolerans ve ilgiyle
yaklaşıldığı zamanlar… Genelde gülüşmeler hakimdir buluşmalara…
Bir kızı Maça bile götürebilir bu aşamada erkekler
J Karşıdakinin niyetinin belli olmasının iç huzuru ile ,  her an kapının kapanabileceği bir yolun daha başında olduğu huzursuzluğu birliktedir! Dolayısı ile iyi satıcı rollerınde, müşteri her zaman veli nimettir felsefesiyle hareket edilir…

Bu gelişme aşaması flört kısmının en keyifli ve eğlenceli kısmıdır. Sonrası… sonrası zaten işte yavaş yavaş tırnakların gösterilmeye başlandiği karar aşaması J Tamam mı, Devam mı?? kararının verildiği… Kar – Zarar süzgeçinden geçip iki kişilik kafa ve bu insanla - bu kafa oldu mu sorularının yanıtlanması için gelen yol ayrımı.. ( daha girişte topuklamasıyda bir taraf tabii J )

Duruma göre bu teorik aşamaların belirli süreleri yok tabiii…. Hani öyle günde 3 ögün… Yemeklerden sonra gibi! Dolayısı ile, önce kendime, sonra herrrkese optimum süreliAz sürüncemeli…Hayal kırıklıkları doğurmayan, net ve kılçıksız bir giriş ve akabinde güzel bir gelişme diliyorum
Flörtünüzü nasıl alırdınız? J

21 Şubat 2012 Salı

Kimdir Mükemmel Erkek???

Kendine güzel kadınları anlatmaya çalıştım malumunuz…
Bu kendine güzel kadınlara otomatikman toplum tarafından gıpta ile bakılıp, parmakla gösterildiğinden de bahsettim…
Eeee…. sebebi yazımız malum o zaman… Tabii ki de bu Barbie nin kendine gore bir Ken i de daima vardır…
Bu Ken olur, Kenan olur ama o kanalda sıkıntı yoktur… Hani günümüzün popüler cümlesi olan Walla Erkek yooook! cümlesi bu ablaların kitaplarında yazmaz

Hemennnn daha anlaşılır olması için gözümüzün önüne Victoria – David Beckham veya Brangelina çiftlerini getirebiliriz  J
Bu ünlülerin biz faniler dünyasındaki izdüşümü Gözde Çift olarak adlandırılır…
Dişiler arasındaysa genelde biz Mükemmel Erkek veya Beyaz Atlı Prens deriz bu çiftin erkeğine J

Peki… şimdi, tek kusuru bir çirkini sevmek olabilen J ( ki bu gönül güzelliği arayışını doymuşluğa veririzJ ) bu Mükemmel erkeği anlatmaya çalışayım biraz da…

Önce once, mükemmel erkegin ense traşı gelmez… Kel bile olsa daima temiz, pak traşlıdır.
Şişeyi üstüne boşaltmak, en en pahalı parfümleri kullanmak değil ama temiz kokan adamdır
Yine, metroseksüel olacak, manikür – pedikür , ağda yaptıracak demiyoruz ama eli ayağı temiz ve saçı ile ense kılları birbirine karışmamış erkektir Mükemmel Erkek…
Allah vermişse yapacak birşey yok ama… mono kaşsa, kimsenin gözüne sokmadan, çatı yaptırmadan arayı açtırır, kıllarıyla övünüp göbeğe kadar düğmeleri açmaz bu adamlar!
Tatilde rahatlamak için sakallarını kesmese, traşını olmasada Mağara adamına
dönmez bu adamlar onu bile özenle yapmayı becerir

Kadınlarda olduğu gibi erkeğin de obsesif kompulsifi çekilmez, arıza değildir zaten ama giydiği gömlek, takım elbise her daim ütülüdür bu adamın… Nerede ne giyeceğini bilir…Kendi kendine almayıda, uydurmayı da, giyinmeyi de bilir…Kendi zevki vardır!
Çorabı kıyafetiyle uyumludur ve daha da önemlisi kokmaz J
hatta aynı Kendine güzel kadın gibi donuna çorabına özen gösterir… birbirine uydurur

Ve ve veee… tabii ki Erkek dediğin de en az kadınlar kadar ayakkabısından belli olur! Adamın ayakkabıları kıyafeti ve kemeriyle illa ki uyumludur. Ev kıyafeti erkekte de en az kadın kadar belirleyicidir esasen… Eve gelir,rahat birşeyler giyder ama aksam yemek sofrasına pijamasıyla oturmaz Mükemmel erkek!!!

                          
Bu adamlar HULK olmakla kafayı bozmamıştır, kolları kastan kavuşmayacak hale gelmemiştir ama sporundan eksik kalmazlar…
Haaa, bu illa golf mu olur, fitness mi olur… olmaz… Halı sahaya gidip gelse bile kendine hem akıl, hem beden sağlığı için bunu yapar…

Full etobur değildir Mükemmel adam… Sebze de yese, ette… güzelini yemek ister, damak tadı vardır
çöp öğütücü değildir.. doyar ama yemekten çatlamaz
Yine zenginlik değil kastım… Dürümcüyede gider, yemeğine uygun şarap seçmeyi de bilir…

Hanım evladı değildir bu adamlar, yeri geldiğinde! küfür etmesini de bilir ama 2 lafından biri küfür değildir.
Keyif insanı olan bu adamlar sigarayı da alkolü de görev niyetine içmezler!
Playstation oynar oynamasına ama kitap okumasını da bilir… Başucunda kitapları illa vardır bu adamın
Ukala değildir bu adamlar ama ezik de değildir… dünya yakışıklısı olmasına gerek yok ama
zaten, kendine güvenli bu adam daha kapıdan girerken farkedilirler… Ekstra birşey yapmalarına gerek yoktur…

Kadınlarda olduğu gibi YAŞSIZ adamlardır bunlar… Yaşının ve gerektirdiklerinin farkındadırlar,
50 yaşında 25 yaşında gidi davranmaya çalışmazlar… 25 yaşında yapılacakları zaten o yaşta yapmış,
yaparken de cılkını çıkarmamış ama sonraki sayfaya kafası net geçmiştirler zaten…
Temel amaç çakallık olmadığı için de her daim şeytan tüyü vardır bu adamların
Tek tek incelediğinde fiziksel kusurları olsa da bir paket olarak uğraşsan da bir eksiğini bulamazsııın

Kendine Özenli, Kendine Efendi, Kendine Saygılı bu adam önce kendine güzeldir işte

p.s.: Buna benzer olduğunu düşündüğüm adamlar gördüm, garantisi yok ama ben  gerçek olabileceğine inanmak istiyorum J



9 Şubat 2012 Perşembe

Under Construction!!!

30 Yaşım hoşgeldin kutlamaları kapsamında herşeyden once kafayı RESET lemek lazıma karar verdim ve kendime 5 yıllık kalkınma programı hazırladım…Bunun en başında da ben kimim, burada ne işim var gibi temel soruların yanıtlarını kendimde aramaya başladım J

Yaniiii…Kendimi tanıma ve iyileştirme çalışmalarım çerçevesinde bir irdeleme süreci geçiriyorum

Haaa… Kolay bir süreç mi bu? H A A A Yııııııııı R rrrr…

Umut vaadeden bir süreç mi? EEEEEE V EEEEEE Tttt…

Hiç gitmediğim halde, hamama gitmeye benzetiyorum ben bu süreci J
Hani hergün yıkansan bile Hamam a gidince Bööööyle bir kirlerin kabarması söz konusu ya, aynen öyle…
O ana kadar, hiç o kadar kirli olduğunu farketmezsin ama girip çıkınca.. gözeneklerinin açıldığını ve farkı net bir şekile fark edersin ya… öyle bir hissiyat ama birisi seni keseliyor ve hooop kafa reset değil malesef J Evet birisi seni keseliyor ama senin de bi el atman lazım duruma

Niye zor peki bu süreç… Çünkü daha once dikkat etmediğin ayrıntılar önem kazanıyor… Birisi sana kapıdan hangi ayağınla girdin içeri diye sormasa dikkat etmeyeceksin… ama sorunca!!! Ulllaaaan hangi ayağımla girdim acaba, hep aynı ayağımla mı giriyorum acaba, Salı – persembe sağ , pztsi – Cuma sol ayağımla mı giriyorum ki… gibi birsürü soru /  düşünce geliyor insanın aklına… Çünkü korkularınla yüzleşiyorsun, kaçacak yer yok… işte orada, hemen karşında… hatta yanında

Niye umut vaad edici peki… Çünkü daha once dikkat etmediğin, hatta belki senin sorun olduğunu fark etmediğin ama sorun olan ayrıntıları ve sebeplerini anlamaya çalışıyorsun,çünkü korkularının ne kadarı gerçek, ne kadarı değil onu anlamaya başlıyorsun…Kendinden ve karşındakilerden neler istediğini, neler istemediğini… neleri değiştirmen gerektiğini, nelere geri dönmen gerektiğini çözümlemeye başlıyorsun

Dediğim gibi Şimdi gel de gör beni, bambaşka biri gibi bir süreç değil bu… Daha çok, Kendime Yeni bir Ben Lazım stayla…

Kimse senin kafanı alıp yerine yeni bir kafa koymuyor ama mevcut kafadaki dağınık puzzle I çözmene yardımcı oluyor…
Yardımcı olurken de hadi sen bu puzzle I çözersin, senin için çocuk oyuncağı bu gibi her ne kadar yardımcı olmaya çalışsa da gaz verme özelliği barındıran yöntemler yerine

-  Acaba bir puzzle nasıl daha kolay çözülür,
-  Bunun için neler yapılabilir,
-  Bu puzzle I bu kadar sorun etme sebebin nedir, nedendir,
-  Sen bu puzzle I ne kadar zamanda çözebilirsin gibi somut ve yapıcı yönlendirmeler ile yaklaşıyor
-  Bir nevi bir elin nesi var, iki elin sesi var hesabı ama ellerden biri haliyle diğerine yol gösterici oluyor J

35 e gelmeden yapılması gerekenler listesinde bayaaa Hayati ( en azından su anda öyle görünyorlar J ) mevzular var
5 yıl önceki halimi düşünürsem, 5 yıl sonra da ben bugünkü Ben olmayacağım büyük ihtimal, olmayayım da zaten ama J
Daha İYİ bir insan, Daha SADE bir ben olmaya çalışıyorum… Kelimelerime de yansır inşallah J

KURBAĞA PRENS, MARC DARCY Mİ?

Eyyy…Doğmamış Çocuk; Eyyy… Olmamış Sevgili….

Benim bu satırları yazdığımdan haberin olmasını bırak, yazdığım şeylerin aklının ucundan geçmesi bile mümkün değil…
Çok acaip ama ben seni yaklaşık 13 yıldır seviyorum…Kendimin bile haberi yok J

Yanımda Manitamla seni gördüğümde bile, manitam haricinde ( ki çok aşıktım o sıralar)…öpmek isteyeceğim tek kişi dediğim adam!

Resmini gördüğümde gülümsediğim ve bende sevebilme – sevilebilme ümidi doğuran adam…

Yıllar sonra bir gün Metroda gördüm seni, ki aynı durakta ironik bir şekilde eski manitanın defterini kapamıştım…

Ve bir kez daha, seni görebilme ihtimali bile beni mutlu etti…

Ama sanki roller değişti…kendimi hedefine doğru sinsice yaklaşan bir köpekbalığına J seni de olan bitenden habersiz sörfçüye benzetiyorum…Sen bir kahve içelim dediğinde niyetin gerçekten bir kahve içmek… oysa benimki yıllardır içimde kalan virgule noktaya çevirebilmek :)

Ama teşekkürler… benim de insani duygularım olabileceğini hatırlattığın için;
Ama teşekkürler… bende oyunu doğru oynayabilmek için çabalamak hissiyatı yarattığın için…
Ama teşekkürler… tam kendime güvenmeye çalışırken tüm dominoyu yıkmaktan deli gibi korksamda, ACABA? dedirttiğin için…

Boyu boyuma, huyu huyuma… arızaları arızalarıma benzeyen, ayakkabılarını da sevdiğim J adam
Belki seni öpsem Marc Darcy ye dönüşmeyecek ve kurbağa kalmaya devam edeceksin ama
Sanırım kurbağa seni bile sevmeye hazırım…sanırım, bendeki sen gerçek mi onu görmek istiyorum
Sanırım, şaşılası bir durum ama başkaca da söyleyecek sözüm yok :)))
Gel istiyorum, kal istiyorum, BİZi bizim için kullanmak istiyorum o kadar…


3 Şubat 2012 Cuma

Hepimiz Homo-Sapiensiz, Hepimiz İnsan…

Hepimiz Homo-sapiensiz, hepimiz İnsan… ama bir harflik bir kromozom farkı  ( bkz:XX vs XY ) bu kadar mı fark yaratabilir iki cinsiyet arasında… inanması bazen gerçekten çok güç… Birisi yanlış, birisi doğru diye söylemiyorum ama walla başka çalışıyor kafalar… Kadınlarınki saat yönünde ilerliyorsa erkeklerinki kesin saat yönünün aksinde ilerliyor… Haaaa, saat 12:00 da aynı noktada buluşulmuyor mu, buluşuluyor J o ayrı…. Ama o saat arasında mehteran gibi bir ileri – bir geri J J Birbirimizin dilini anlamak için bile ekstra bir caba sarfetmemiz gerekiyor… Hayır aynı anda birsürü detay düsünmeye çalışmak çok da eğlenceli birşey değil ve evet...Erkek kafasına bu anlamda gerçekten çok imreniyorum. Onlar benim Basit Hayat Teoremime kadınlardan kesin daha yakınlar…Temel ihtiyaçları giderildiği sürece de, altı kuru- keyfi yerinde olma olasılıkları kadınlara göre daha büyük olasılık… 

Bazen biz kadınların ne kadar çok ayrıntı düşündüğünü fark edince bile yoruluyorum… ama işte özellikle karşı cinsle birebir temasımız esnasında aynı ayrıntısal düşünce tarzını XY den de beklemek, bulamadığında da hayal kırıklıgına uğramak… o… o biraz olmayacak duaya amin demek… Olur olmasına, neden olmasın ama bu kendi gibi olmayıp ilişkinin başında kadınlara yaranmaya çalışan erkeklerin foyası işler birazm rayına girdiği zaman ortaya çıkacaktır… iki kere iki dört J haaa… diğer bir opsiyon da…. Adamın raydan çıkması ve kulaklarından buharlar çıkarak yol yakınken arazi olması…

Örneğin: - Ben mesaj attım, o bana tam 20 dk sonra cevap Verdi ( kesin beni sevmiyor)
-  Bu hafta buluşalım mı diye bana20 kere sormadı, halbuki geçen hafta tammm 23 kere sormuştu ( kesin benden soğudu)
-  Bugün kulağıma, sırf o bana 5 ay once bugün inci küpe kadınlarda çok zarif duruyor dediği için, o beğeniyor diye inci küpe taktım… ama… ama o, farketmedi bile ( ben onun umrunda bile değilim)
- Şimdi ben buna mesaj atsam, naber … hava da ne kadar soğuk değil mi desem… bu açık bir şekilde ben sinemaya gitmek istiyorum, akşama başka planın varsa iptal et ve bu programı yapalım demektir.
Karşıdakinden Evet ya… zaten haberlerde duydum,33 yılın en soğuk günüymüş! Şeklinde bir cevap alındığında ise o XY nin vay halineeee J

Şimdi hep kendi hemcinslerimi boklamış gibi oldum ama… dediğim gibi erkek cinsi Basit hayata daha yakın olmalarına rağmen… odunluk ve insanlık arasında da bir takım, gözle görülür netlikte farklar var tabii ki…

Örneğin:  - Saçını kahverengiden Sarıya boyatıyorsa manitan, bir farkedebilirsin sanki… Cevap, ben senin saçınla mı ilgileniyorum, sen benim için bir tanesin olmamalı
-  Her daim sponsorluk görevi görmesen de, yıldönümünde, doğumgününde vs, güzel bir yere yemeğe götürmeyi ve hesabı alman usulü ödememeyi, yoksa hatun ağzıma sıçar diye değil de, içinden geldiği için
- Kadın sana mesaj attıysa ve sen toplantıdaysan, artistlik yapma… dünyanın en yoğun insanı senmişsin moduna grime ve toplantıdayım, sonra konusuruz diye bir mesaj yaz… ( yazabiliyorsan J )

Her zaman dediğim gibi sevgili okur; kadın ve erkek kimliğimizin önünde İNSAN kimliğimizi tutarsak bayaaa bir yol katedebiliriz sanki… Böylece bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi yerine, orta yolda buluşan iki medeni insan , nasıl fikir ama J J J