28 Ekim 2012 Pazar

Biricik Kübada


Uzun kurban bayramindan nasiplenerek, memleketimin uçan kaçan danalarina bir veda caktım ve ver elini Karaipler, ver elini Kastro Kubası yaptim... Yaptim da neler!


Bi memleket düşünün; okuma yazma orani 100%, bi memleket düşünün Amerikanin dibinde ama dünyaya kapali, bi memleket düşünün dünya nimetlerinin bilincinde ama onlardan yoksun! Bir memleket düşünün hayat 1959 da durmuş sanki... Ve orasi bir film seti

Hep anlatıldığı üzere fakir ama mutlu insanlarin ülkesi değil Küba! Okumuştum ama kadarini tahmin edememiştim! Gerçekten insanlarin sokakta senden sabun, sampuan istedikleri... Sokakta tuvalete girerken bizdeki eski tuvaletciler gibi kapida görevlilerin beklediği ve para verip (bahşiş) tuvalet kağıdı aldığınız... Tabii ki de lavabolarinda sabun olmayan bi memleket burasi!

Bana göre idealist alt yapısı Şa-ha-ne olan ama lanet olası ambargo sebebiyle yarim kalmiş, eksik olmuş... Aplilasyonda sıkıntı büyük olan bi memeleket burasi! Bizim Kibrisa benzettim ben hep adayi! Nasil bize gore biz Kibrislilara kendi özgürlüklerini verdik ama Kıbrıslılarda Türklerle ilgili hep bi yarım ağızlılık, işte Öyle! Vel hasil kelam... Zor! Kübada olmak, Kübalı olmak zor!!



Gel gelelim seyahat notlarinin ana başlıklarına...


Kübaya Ulaşım: Kübaya ulaşım tabii ki sıkıntı! Aktarmasız gelemediğiniz ve min 15 saat süren yolculuğa 7 saat saat farki da eklenince... Nefis! Jet lag i minimize etmek icin naapiyoruz! Uçaklarda gerekirse uykusuz kalıyoruz, gerekirse memlekete varinca siesta yapmak yerine gece olmadan yatmıyoruz

Küba İçinde Ulaşım: Küba cok farkli... Cok cok başka! Bizim unuttuğumuz, hatta çoğumuzun görmediği bi dünya... Sosyal memleket işte... Sokaktaki turist otobüsleri bile tekel, bir örnek! Memlekette yol yok mu var ama giden araba, otoban yol bunlar yok! Ya da öyle embesiller için zırt bırt yol levhası veya sokakta, hey hemşerim şuraya nasıl gidilir diye soracağınız vatandaş, benzinci de yok çok çok! Zaten göt kadar yer bi ucundan bi ucuna kaç saat surer de demeyin… şehirer arası mesafe ölçerken de dolayisi ile bi sehirden başkasina geçicem ve ben bu seyahati münferit yapicam diyosaniz soru isareti walla?

Mevsim: Bakınız… burası zaten tropical ülke, ulan hava durumu 25-30c yağmur gösteriyor ama nooolucak ki diye düşünülmemesi gerekli! Fırtınası-kasırgası üşütmüyor evet ama zaten kısa olan gezinizin keyfini direk kaçırıp zaten çoook da konforlu olmayan otel odalarında Antalyadaki otelci turistler kıvamında takılmanıza yol açabilir! Net!!! 



Para: CUC denen, Convertible Peso, turistlerin kullandığı para yerel halkın kullandığı pesodan farklı ve normal peso nun yaklaşık 16 katı değerli, siz hesap edin 1 CUC verdiğiniz bahşiş orada ne demek!

Konaklama: Kübada en büyük lüks temizlik! Bizim Antalyamız kıvamındaki Varadero bölgesi bayaa gelişmiş tabii ki ama orası Küba resmini çekmek için hiç de uygun bir yer değil! Ülkede mevcut kısıtlı sayıdaki otelden gayrı, evlerin odalarını kiralama sistemi de var ki burada İspanyol kolonisi zamanından kalan eski ama görkemi baki evlerde gayet güzel evlerde kalmak mümkünmüş ( bizzat tecrübe etmedim bilmiyorum) 



Yeme içme: Kübada tabiiki deniz ürünleri taze- ucuz- güzel ve tabii ki ron her yerde ( Yaşasın şeker kamışı)... Mojito ile salsalama sahane, kuba kahvesi bahane :) yumurtalar, etler, meyveler organik... Amaaaaa! Et pisirmeyi bilmiolar, he kuru hep kuru - sabah kahvaltida bile ‘ Yemek’ yeme alışkanlığı var onlardada… Pilav üç öğünün olmazsa olmazı! Sonuç: Patates -  Pilav – Makarna arası Karbonhidrat Koması! Sebze yok zaten, tropik meyveler bana çok tatlı ama Guava en damak tadıma uyanı sankim, tavsiye olunur!

Müzik: Ülkede gerçekten her köşeden gelen müzik sesleri var, Hasta Siempre ye rastlamadan geçen bir günümüz olmadı herhalde J Her mekanda çalan grubun da CDleri hazır, müzik biter bitmez masalara sunuyorlar! Ama belki de çok anlamadığımdan ama kötüsüne de denk gelmedim walla! Her otelde-restaurant da  akşamları showlar danslar müzikler ama ne show ne show… sene 1970, bilemedin 1980 :) ve o showlardaki dansçı kızlar o kadar küçükler ki! O kadar çocuklar ki… bilmiyorum belki de memleket bende bir yokluk hüznü yarattığı için… onlara da burkuldu hafiften içim  
            
Hediyelik Eşya: Hediyelik eşya dükkanları dahi kapitalizm in albenisinden uzak! Buzdolabı magnetleri bile Küba yapımı, el emeği göz nuru… T-shirt ler, onlar da devlet elinden :) tek marka… heryerde ayni :) endişeye mahal yok… bir yerde gördüğünüzü illa başa dükkanda da ve aynı/yaklaşık fiyata bulacaksınızdır…eeee... yağlı boya resimlerden almadan dönülmez! Türkiyede poster aldığınız paraya on numara küba resimleri var! biraz paraya kıyarsanız da devasa devasa resimler :) Ama ama ama…Havana da sokaklarda en büyük hediyelik tezgahları kütüphane rafları ve bizim sahaflar gibi eski kitaplar! Ve eski pullar, rozetler… Che resimli paralar! Etkileyici ve farklı yaaaaa…*** Kübaya gittiğinizi duyup da Puro beklentisine girmeyecek insanlar da sanırım bir elin parmaklarını geçmez :) Kızlar dizlerinde sarmıyorlar bu arada ama membagından puro fiyat-kalitede cidden bir numara! 

Son Not:
Devrim: Devrim neden yapılmış, halk eşit olsun… devlet insanlara sosyal devlet hizmetlerini sağlasın diye! Sonuç: Başarı… evet halk eşitlenmiş ama fakirlikte! Devlet eğitim, sağlık, yol-su-elektrik her türlü altyapıyı kurmuş, sürdüyüyor ama geliştirecek kaynak yok… olan da çok uzak!
Che – İster sağcı ol, ister solcu… Adam zekiymiş, asker olduğunda bile kafa çalışacak kardeşiiim! Dedirtiyor insana! Ulan Fidel burada, adamdan bahsedilmio diyenler Che nin nie bu kadar kült olduğunu illa anlayacaktır!

Son Söz:
Viva La Revolucion!!!

Ve ve veeee… görünen köy kılavuz istemez! Küba böyle kalmayacak… dinamikler çok çok başka!! Bi aborjin köyü değil burası ya da uzaklarda bir yağmur ormanı! Ama bambaşka!!! o yüzden bir an evveli gidin, sol yumrukları kaldırın ve Kübayı tecrübeleyin derim ben!



edit: Ben yazdım ya... dayanamamış, National Geographic de Kübayı yazmış :) şaka bir yana benimkiyle birebir örtüşen bir gözlem yazısı! tavsiyedir!!  http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/1211/konu.aspx?Konu=1


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder